KIBRIS SEÇİMİ

Anavatanın politikalarının yanında durmadığını eylemleri ve sözleriyle bir çok kez ifade eden ve neredeyse Türk Ordusunu işgalci konumuna sokacak beyanları  ile infial uyandıran Kıbrıs Cumhurbaşkanı Akıncı, yapılan seçimde Ersin Tatar’a kaybetti ve ertesi gün de “siyaseti bıraktığını” açıkladı. Gerek sosyal medyada ve gerekse de basının önemli bir kısmında seçim sonucunun bu şekilde olması sevinç yarattı, […]
Yazarlar - 22 Ekim 2020 10:59

Anavatanın politikalarının yanında durmadığını eylemleri ve sözleriyle bir çok kez ifade eden ve neredeyse Türk Ordusunu işgalci konumuna sokacak beyanları  ile infial uyandıran Kıbrıs Cumhurbaşkanı Akıncı, yapılan seçimde Ersin Tatar’a kaybetti ve ertesi gün de “siyaseti bıraktığını” açıkladı.

Gerek sosyal medyada ve gerekse de basının önemli bir kısmında seçim sonucunun bu şekilde olması sevinç yarattı, okuduk.

Ancak; gözden kaçırmamamız gereken; benim çok önemsediğim bir ayrıntı var; öyle ya da böyle KKTC halkının yarıya yakın kısmı oyunu Akıncı lehine kullanmıştır.

Bu oylar alarm zilleridir.

Özellikle Doğu Akdeniz’de bir rüşt mücadelesinin verildiği günümüz konjonktüründe KKTC’deki soydaşlarımızın bu kadar bariz biçimde Anavatan politikalarından ayrı bir yol çizen Akıncı’ya bu denli destek veriyor olmaları düşündürücüdür. Bu ülkeyi yönetenler tarafından çok iyi okunması gereken bir mesajdır.

Kıbrıs Türkünü böyle bir oy çıktığı için suçlamak kolaycılık olacak, 1974 deki Kıbrıs Barış Harekatından bu yana geçen 46 yıl ve bu süre zarfında yapılanların, edilenlerin gözden geçirilmesi yapılabilecek en iyi muhasebe ile önümüzdeki dönemi programlamak ise aklın yolu olacaktır.

Hemen hemen hiçbir şey üretmeyen, sanayi tesisi neredeyse sıfır olan, uluslarası arenada tanınmadığı için  Rum Kesimine oranla çok daha düşük bir turizm geliri elde edebilen, yaşamsal her konuda nerdeyse tamamen Anavatan’a bağımlı hale gelmiş bir Kıbrıs –ben öyle düşünüyorum ki- arzu edilen KKTC  fotoğrafı değildir.

Belki bu yazdıklarımı kınayacak olanlar çıkabilir aranızda. Ama derler ya doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar diye.

Maalesef durum da budur.

………………………………………

9 köyden kovarlar deyince aklıma geçtiğimiz Pazar günü kaybettiğimiz değerli köşe yazarı üstad Bekir Coşkun geldi.

Kendisini rahmetle anıyorum. Yazdıklarının hoşuna gitmediği bir kesim olabilir ama bu onun değerini düşürmez.

Ustaya saygı olarak kendisinin 10 yıl önce yazdığı ve arşivimde bulunan bir yazısını, son günlerde arttığını esefle izlediğimiz “BİR KESİM” ‘in okumasını dileyerek buradan tekrar sizlerle paylaşmak istiyorum.

………………………………………

Önce insan olmalı.. 06.06.2010

 

“KÜFÜR edip durma“ diyeceğim ama sen başka dil bilmezsin.

Düşündüklerini ifade etmek için kullandığın müstehcen sözcükleri çıkartınca, geriye “koyarım”, “sokarım”, “geçiririm” kelimeleri kalıyor ki, bunlarla cümle de kuramazsın zaten…

Çünkü cahilsin..

Zırcahil…

Bizler “Siyonist uşağı”, “İsrail köpeği” falan değiliz.

Bizler; dünyanın en bereketli toprakları üzerinde beşinci sınıf devlet, en zengin kültür hazineleri üzerinde sekizinci sınıf toplam olmaktan dolayı acı çeken, gururu kırılan ve suçu uzaklarda aramaktansa sadece aynaya bakan ve önce kendi suçunu-günahını gören insanlarız, o kadar…

Sen önce “insan” ol…

Düşünen, öğrenen, bilen…

“İnsan” olmadan “inanç sahibi” de olunmaz…

“İnsan” olmak; iki kulak, iki göz, iki burun deliği, uzun bir dil, bir çift ayakkabı ya da pantolon sahibi olmak anlamına gelmez…

“İnsan olmak” akıl ister…

Ve o aklın erdiği; bilgi, görgü, sevgi, merhamet, hoşgörü, uyum, saygı…

“İnsan olmak” gelişmeyi gerektirir… Kurbağalar bir milyon yıldan beri bir yerden öbürüne zıplayarak giderler… Oysa bak öbür “insanlar” sana otomobil yaptılar…

“İnsan olmak” sorumluluktur…

Gelişmeyi-uygarlığı-modern yaşamı reddeden… Medeniyete direnen… İlim ve bilime kızan… En sonunda da kendisi gibi düşünmeyenleri “düşman” sayan, onları yok etmeye, ezmeye, azarla küfürle susturmaya kalkan, yeterince “insan” değildir…

“İnsanlık” yalanı, dolanı, sahtekârlığı da kabul etmez…

“İnsan” olan masumların duygularını sömürmez… “Din-iman” diyerek onları kendi çıkarına, ticaretine, siyasetine alet etmez “insan” olan…

Sen önce insan ol…

İnsan…

BEKİR COŞKUN

BENZER HABERLER