Uzunköprü’yü Düşününce…

Sizleri bilmem ama ben bu ilçeyi bir farklı seviyorum nedense. Bazen kızıyorum küçülüyor, büyümüyor, gelişmiyor diye. Kendimi bildim bileli aynı diye. Gençlere iş fırsatları vermiyor, birçok arkadaşımı, akrabamı, sevdiğimi büyük şehirlere gönderdi beni yalnız bıraktı diye. Ama sonra Uzunköprü’deki samimiyeti, bana verdiği değeri, yaşadığım onca güzel şeyi düşünce de kopamıyorum bu ilçeden. Farklı gözle bakıyorum köprüsünden, çeşmesine, PTT önünden, Boşnak camii meydanına. Uzunköprü’de bu samimiyet varken bu ilçenin insanlarının her birinde bir sıcakkanlılık, birbirini bağrına basma, arkadaşlık, dostluk görüyorum. Bazen bunlar yalanlar üstüne kurulsada… Boş verelim tüm bunları suyunu içtiğimiz, ekmediğini yediğimiz, sokaklarında yüzlerce hatırası olan bu ilçeyi o beni bazen üzse de seviyorum, özlüyorum işte….

***       ***        ***

Ramazan bayramını geçtiğimiz hafta sonu itibariyle geride bıraktık. İlçede biraz alışık olmadığımız bir bayram oldu sanırım. Yinede Uzunköprü Belediyesinin ve siyasi partilerimiz bayramlaşmalarıyla çok daha farklı tartışmalara yol açacak bir durum ortadan kalkmış oldu.

Bayramlaşma deyince dün başlayan açılış ile “Edirne’nin Düğünü Kırkpınar da başlamış oldu.” Dile kolay 654 yıldır kesintiye uğramadan yapılan tek spor ve büyük bir tanıtım. Edirne Belediyesi diyor ki devlet bize istediğimiz desteği vermiyor, devlet diyor ki belediye bu organizasyondan elini çeksin biz yapalım.

Edirne Belediye Başkanları bu zamana kadar Kırkpınar organizasyonlarıyla her zaman Türkiye’nin gündemine oturdular. Kırkpınar gibi kendileri için tabiri caizce altın yumurtlayan bir tavuğu devletin eline bırakırlar mı ? Hele hele bunu milletvekilliğinden belediye başkanlığına çok hızlı bir geçiş yapan Recep Gürkan yapar mı ? Yapar yapmaz olur mu hiç ? Ne zaman O çok sevdiği kendisini Edirne Belediye Başkanlığına atayan genel başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU başbakan olup bu devletin başına geçerse Gürkan Kırkpınar’ı devlete teslim eder. Buyurun Kırkpınar sizindir der, Böylece Kırkpınar Kılıçdaroğlu’nun, koltukta hep Recep Gürkan’ın olur. Olur olur aynen dediğim gibi olur….

***       ***        ***

İstanbul’da tabii 81 ilden vatandaş olduğu gibi her siyasi parti görüşüne sahip insanlar da var. Geçenlerde lüks diye tabir edeceğim bir mekanda yemek yiyoruz. Mekan sahibi beyefendi ile sohbet ederken bayramdan, işlerden derken doğal olarak konu döndü dolaştı siyasete geldi.

Doğu Anadolu Bölgesinden olan mekan sahibine takılıverdim “Sizde AK Parti’liler erken seçim istiyorsunuz ” diye. YOK dedi ben AK Parti’li değilim. O zaman dedim MHP’lisin. Yok değilim. CHP’lisin o zaman. Yine Yok kardeşim değilim dedi. Başladım Saadet mi, Demokrat mı ? Derken. Yok, arkadaşım HDP’liyim dedi. İnanın o söylemese inanın aklıma gelmez. HDP’liyim deyince bir ara irkildim (Bu paralar P. mı gidecek diye düşündüm) yediğim yemekleri bırakıp mekanı inanın terk edesim geldi. Ama o şaşkınlığı üstümden atar atmaz da “Ya HDP dediği parti %13 oy aldı. TBMM 80 milletvekili soktu. Bunda ne var ki. Hem burası İstanbul.” dedim. Düşünseniz ya Uzunköprü’de bir mekan sahibi ben HDP’liyim diyecek. Kaçımız bu mekanı kabullenebilir. Ama artık alışmak gerek. HDP artık bu ülkenin gerçeği. Ve görünüyor ki bu gerçek artık hayatımızda olmaya devam edecek…

O yüzden biraz daha akılcı düşünelim…