13° Açık
  • EURO
    Warning: number_format() expects parameter 1 to be float, string given in /home/u0155428/uzunkoprugazetesi.com.tr/wp-content/themes/wphaber/header.php on line 130
  • DOLAR
    Warning: number_format() expects parameter 1 to be float, string given in /home/u0155428/uzunkoprugazetesi.com.tr/wp-content/themes/wphaber/header.php on line 134

POLİTİKA “YAPILIR” MI, “ÜRETİLİR” Mİ?

Ülkemizde politika üretmek kavramı, politika yapmak kavramı ile karıştırılıyor. Bu hem bireysel hem de makro düzeyde geçerli. Politik kararlarımız genellikle, o kararlardan ne gibi etkiler doğabileceğini irdeleyen bilimsel araştırmalara dayandırılmıyor. Bu nedenle, piyasaları olumsuz etkileyen  bazı sonuçların -kökenlerindeki- hangi politik kararlar neticesi ortaya çıktığının farkına bile varılmıyor, ya da yanlışlıkları düzeltmek adına sık sık karar değiştirilerek […]
Yazarlar - 27 Temmuz 2022 13:08 A A

Ülkemizde politika üretmek kavramı, politika yapmak kavramı ile karıştırılıyor.

Bu hem bireysel hem de makro düzeyde geçerli.

Politik kararlarımız genellikle, o kararlardan ne gibi etkiler doğabileceğini irdeleyen bilimsel araştırmalara dayandırılmıyor. Bu nedenle, piyasaları olumsuz etkileyen  bazı sonuçların

-kökenlerindeki- hangi politik kararlar neticesi ortaya çıktığının farkına bile varılmıyor, ya da yanlışlıkları düzeltmek adına sık sık karar değiştirilerek toplumsal güven zedeleniyor.

Ben bir işadamıyım ve işim ekonomi.

Bu nedenle de yazımda genel anlamda politika ile değil, sadece “ekonomi politikaları” ‘ndan bahsetmekle sınırlı kalmaya gayret edeceğim.

……………………………….

Birçok gelişmiş ülkede vergi politikalarının oluşturulması süreci, mükelleflerin de katılımını içeren kurumsal mekanizmalarla birlikte yürüyor. Kararlardan önce ve sonra yapılan ekonomik modellemeler ile vergilerin talep edilmeye başlandıktan sonra piyasalara olası etkileri  değerlendiriliyor.

Maalesef ülkemizde vergi oranları sık sık değişiyor ya da sıfırlanıyor, azaltılıyor, çoğaltılıyor, dönem dönem tüketici lehine ya da piyasaları canlandırmak vesaire gibi nedenlerle sıfırlamalara kadar gidilebiliyor.

Kendi adıma inanıyorum ki, hiçbir gelişmiş ülkede Türkiye’de olduğu kadar çok vergi oranları değişmiyordur. Kaldı ki; Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi gibi, tahakkuk etmiş kazanç üzerinden alınan vergileri bir kenara bırakıp, kaynaktan kesilen dolaylı vergileri düşünürsek çok daha üzücü bir tablo ile karşı karşıya kalırız.

Tam Rekabet Koşullarında çalışan bir şirket elbette ki, uzun vadeli planlamalar yapmak, gelir ve giderini sıhhatli bütçeler oluşturabilecek şekilde konsolide etmek zorundadır.

Bir işadamı için akşam yaptığı hesabı sabah bozan kararlar kadar büyük bir karabasan yoktur.

Ticari firmalar hata yapma lüksüne sahip değillerdir.

Sık değişen vergi oranları, asgari ücret hadleri ve hesap edilemeyen her türlü gider firmaların –zaten- sabit olmayan gelirleri tarafından sübvanse edilmek zorundadır. Bu sübvansiyon günümüz Türkiye şartlarında alabildiğine zordur.

Bir ekonomide üretenlere, ticaret yapanlara ne denli sağlıklı ve hesap edilebilir ortamlar yaratılabilirse, onların da ürettikleri veya alıp sattıkları ürünlere koyacakları fiyat etiketleri o denli düşecektir.

Etiketlerin düşmesi daha fazla satın alınabilirliği(=talebi) getirecek, üretim artışı üründe kalifikasyonu, kalifikasyon kalite/fiyat dengesini, bu değişim de ürünün ihraç edilebilirliğini sağlayacaktır.

2020 ile birlikte bir anda kendimizi içerisinde bulduğumuz pandemi dönemi, bunun piyasaya yansımaları, devletçe özellikle kapanma sürecine gidilen işkollarına zaruri nedenlerle sağlanan ödeme ve vergi avantajları, hatta verilen krediler.

Buna mukabil azalan üretim ve çalışma saatleri.

Devlet bunları süspanse etmek ve halkın başında dolanan kara bulutları bir nebze olsun dağıtmak için baba rolünü üstlenmekte haksız görülemez. Kaldı ki, nerdeyse dünyadaki tüm ülkeler bu ve buna benzer uygulamaları kendi kaynaklarından olabildiğince sübvanse ederek halka yardımlarda bulundu.

Ancak, mali disiplin –elbette- bundan olumsuz etkilendi.

……………………………………

Potansiyel politikaların olası etkilerinin bilimsel çalışmalarla ortaya konması ve böylelikle daha iyi politika seçeneklerinin oluşturulması amacıyla ülkemizde atılmış adımları görmezden gelmiyorum. Kamu Maliyemiz bu konuda elbette ki kafa yoruyor ve bu bizleri çok sevindiriyor.

TESEV, ASSAM ve TOBB’un kurduğu düşünce merkezleri (“think-tank”) gelecek vaad ediyor, ancak henüz yetersiz.

Ülkemizde, politika üretme sürecine bilimsel katkının yetersiz olması sadece politikacıların bu konudaki duyarsızlıkları nedeniyle değil, aynı zamanda politika üretme çalışmalarına yeterince kaynak ayrılmaması ve bilim adamlarımızın politika üretecek bilimsel çalışmalara duyarsızlığından da kaynaklanıyor.

Oysa,bu konuda yapılabilecek tek bir hatanın bile maliyeti, toplumsal olarak o denli büyük olabilir ki; planlama ve AR-GE’ye ayrılacak kaynaklar bu maliyetlerin yanında “komik” kalabilir. Bu nedenle, ülkemizdeki düşünce merkezlerinin gelişmesine daha çok kaynak ayırmak kamu yararınadır.

Araştırma sonuçlarının iyi anlaşılabilmesi için politikacıların ve bürokrasinin eğitimine ve bilgilendirilmesine, bilinçli kullanıcı haline getirilmelerine kaynak ayırmak faydalı olacaktır.

Yasayı çıkartacak milletvekilleri, değiştirecekleri maddelerin sebep ve sonuçları hakkında ayrıntılı ve objektif brifinglerle bilgilendirilmelidir.

Hayatı boyunca sabit ücret almış, bilgisi teori düzeyinde, pazaryerinde bir sandık limon satmamış bilim adamlarının olan bitenleri sırça köşklerinden izliyor olma riskleri her zaman vardır.

Vergi  ya da benzeri, ekonomi üzerinde direk tesirler yaratacak yasalar çıkartılmadan önce helvayı yapanlar; yani TOBB, sadece tepe yönetiminin görüşleriyle değil, tüm üyelerine yapacağı bilgilendirmelerle nabız yoklamalıdır.

Gerekirse sürece daha geniş bir tabanın görüşü dahil edilmeli, anketler yapılmalıdır.

Batıdan ithal yöntemler Türkiye, Türk insanı, Türk tüccarı ve çalışanı üzerinde birebir aynı olumlu neticeleri vermeyebilir.

Kısacası; iktisat sadece matematik değildir.

İşin içine toplum mühendisliği ve sosyal psikoloji de katılmalıdır.

Bir ülkenin yönetim başarısını etkileyen en önemli unsurlardan biri de ürettiği politikaların niteliği ve uygulamanın etkinliğidir.

………………………………..

Sonuç;

Politika üretme sürecinde bilimsel çalışmalardan faydalanmak, ülkemizdeki yönetim kalitesini arttıracaktır.

 

Yazarlar - 13:08 A A
BENZER HABERLER

POPÜLER HABERLER

  • 01
    BECAN, BIRAKTIĞI  236 MİLYON BORCUN GURUR TABLOSU OLDUĞUNU BEYAN ETTİ
    Özlem Becan; “Belediyeyi bütçenin yaklaşık 1,25 katı borç ile devir aldım, bütçenin üçte biri borçla devir ettim” Uzunköprü Belediye Başkanı Ediz Martin, belediyeyi toplam 236 milyon 578 bin 524 TL’lik  borçla devir aldığını kamuoyuyla paylaşmasına önceki dönem belediye başkanı Özlem Becan sessiz kalmadı. Borç dökümünü belediye hizmet binalarına astırmış olduğu afişle kalem kalem yayınlayan Başkan […]
  • 02
    EDİRNE’NİN TARIMSAL ÜRETİM PLANLAMASI GÖRÜŞÜLDÜ
    Edirne’de İl Tarım Orman Müdürlüğünce Tarımsal Üretim Planlamasına yönelik toplantı gerçekleştirildi. İl Tarım Orman Müdürlüğü büyük salonda gerçekleştirilen toplantıda Tarımsal üretimi planlamak, tarımsal üretimin öngörülebilir ve yönetilebilir olmasını temin etmek, arz güvencesini sağlamak, verimliliği artırmak ve tarımsal üretimi geliştirmek amacıyla Bakanlık tarafından yürütülen planlamalar görüşüldü. İl Tarım ve Orman Müdürü Atilla Bayazıt, programa ilişkin bir […]
  • 03
    YENİ MÜFREDAT MODELİ AÇIKLANDI
    Milli Eğitim Bakanlığı Yeni Müfredat Taslağı çalışmasını kamuoyuna açıkladı. Bakanlık, “Tüm öğretim kademelerindeki zorunlu derslere ait “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” yeni müfredat taslağını; gorusoneri.meb.gov.tr adresinden kamuoyunun görüşüne sundu. SON 1 YILIN DEĞİL 10 YILLIK ÇALIŞMANIN SONUCU Bakan Tekin’in aktardığına göre yeni çalışmada ‘Bütünleşik Eğitim Modeli’ benimsenecek. Öğrenciler; fiziksel, psikolojik ve sosyal olarak desteklenecek. “Türkiye Yüzyılı […]
  • 04
    Uzunköprü Belediyesi’nin borç dökümü açıklandı… 236 MİLYON 578 BİN TL’LİK BORÇ YÜKÜ DUDAK UÇUKLATTI
    Seçim döneminde matbaa, temsil ve tanıtım giderleri vs kalemleri altında yapılan boçlanmanın 10 MİLYON TL’yi aşması, aynı döneme ait toplam harcamalarının tutarını merak konusu haline getirdi?  31 Mart yerel seçimleri sonrasında İyi Parti’den Belediye Başkanı seçilen Ediz Martin, seçim döneminde halka verdiği sözü yerine getirdi. Başkan Martin, “hesap uzmanı” olduğu iddiası üzerinden kendinden övgü ile […]
  • 05
    ADD 30. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ KUTLADI
    Atatürkçü Düşünce Derneği Uzunköprü şubesinin 30. kuruluş yıldönümü dolayısıyla 28 Nisan Pazar günü bir kahvaltı programı düzenlendi. Cumhuriyet Park’da düzenlenen kahvaltı etkinliğine Belediye Başkanı Ediz Martin, geçmiş dönem belediye başkanı Enis İşbilen  ile birlikte çok sayıda dernek üyesi katılım gösterdi. Kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlenen etkinlikte konuşma gerçekleştiren ADD Uzunköprü Şube başkanı Yusuf Çetin; “Değerli konuklar […]

YAZARLARIMIZ